Herkese merhabalar Diyethanem okuyucuları:) Bugün sizlerle günümüzde yaygın olarak herkesin en az bir kere geçirdiği deri hastalıklarında belki de en son akla gelen ama büyük etken olan beslenmenin, diyetin deri hastalıklarını üzerindeki etkisi konuşacağız. İyi Okumalar …
Vücutta bariyer işlevi gören en büyük organımız olan derimizin sağlıklı olabilmesi ve işlevini yerine getirebilmesi için sağlıklı beslenmemiz gerekmektedir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda diyette yüksek dozda vitamin, bitkisel antioksidan, karatenoid ve yağ asitleri bulunduğunda deride oluşan fotoprotektif etkileri azalttığı, yaşlanmayı geciktirdiği görülmüştür.
Hastanelerin dermatoloji bölümüne başvuran hastalara bakıldığında kişilerin diyete de ihtiyacı olduğu, sağlıksız bir beslenme düzenine sahip oldukları görülmüştür. Acaba beslenmenin deri hastalılarıyla bir alakası olup olmadığı bakıldığında ise yadsınamaz bir etkisi olduğu görülmüştür.
Akne ile diyet ilişkisi
Kronik inflamatuar hastalık olan akne; genellikle ergenlik döneminde başlar ve 20’li yaşların sonuna doğru düzelir. Son yıllarda yapılan araştırmalar doğrultusunda akne gelişimi ve şiddeti arasında beslenme büyük bir rol almaktadır. Akne oluşumunun en büyük sebebi süt ve süt ürünleri ve glisemik indeksi yüksek Batı tipli (gazlı içecekler, paketli gıdalar, işlenmiş peynirler, kızarmış yiyecekler, tuzlu yiyecekler..) beslenmedir.
Dermatisis Herpetiformis ile diyet ilişkisi
Çoğunlukla dirsekler, dizler gibi eklem bölgelerinde, kalçada, saçlı deride kronik , kaşıntılı bir hastalıktır. Genellikle de 30-40 yaşları arasında görülmektedir. Yapılan bir araştırma da DH görülen kişilerin genetiğine baktıklarında çoğunlukla Çölyak hastası veya akrabalarında DH bulunmaktadır. Bu doğrultuda glutensiz diyet uygulanan hastalarda semptomların azaldığı görülmüştür. Gluten içeren buğday, çavdar, yulaf, arpa yerine pirinç mısır, patates tüketimi daha sağlıklı olacaktır. Gluteni keserek tam iyileşme göremeyen hastalarda iyot içeren gıdaları, balığı, iyotlu tuzu ve sütü kısıtlamak da cilt lezyonlarında iyileşme sağlamaktadır.
Atopik Dermatit ile diyet ilişkisi
Kaşıntı ve egzamaya benzer cilt lezyonlarına benzer kronik, tekrarlayan bir deri hastalığıdır. Küçük yaştaki çocukların %60’ında gıda alerjileriyle birlikte görülmektedir. Bu gıdaların en başında ise yumurta, inek sütü, fındık, yer fıstığı, buğday, soya, balık ve kabuklu deniz ürünleri gelmektedir. En başta bu besinlerin beslenmemizden çıkardığımızda iyileşme görülecektir.
Psöriazis (Sedef Hastalığı) ile diyet ilişkisi
Otoimmün bir hastalık olan sedef hastalığı genellikle kaşıntılı, yamalı plakalar ile kendini göstermektedir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda yetersiz ve dengesiz beslenen hastalara iki yıl boyunca yeterli ve dengeli beslendiklerinde oluşan plakaların %88 azaldığı görülmektedir. Bunun yanında yüksek miktarda posa, vitamin A ve a-karoten, havuç, domates gibi taze sebze ve meyve tüketimi de kişilerde sedef hastalığı oluşma riskini azaltmaktadır.
Üritiker ile diyet ilişkisi
Toplumda sıklıkla görülen bir hastalık olup, 24 saatten kısa sürede ortaya çıkabildiği gibi sıklığı arrtıkça kronikleşebilen otoimmün deri hastalığıdır. Akut ürütikerde yumurta, inek sütü, katkı maddeleri, koruyucular, deniz ürünleri gibi gıdaların tetiklediği gözlemlenmiştir.
Bir çok deri hastalığının önüne geçebilmek için temelde sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek yatıyor. Özellikle soğan, sarımsak, pırasa gibi “Alil içeren Allium cinsine ait” sebzeleri beslenmemize eklediğimiz zaman cilt katmanlarının güçlendiği görülmektedir.
Peki bu cilt hastalıklarının oluşmaması için ne yapmalıyız derseniz;
❖ Yeterli , dengeli ve sağlıklı beslenmeyiz.
❖ İdeal, sağlıklı kilomuzda olmalıyız. Gerekiyorsa diyetisyen eşiliğinde diyet yaplamı kilo almalı veya vermeliyiz.
❖ Beslenmemiz omega 3 (balıklar, balık yağı, öğütülmüş keten tohumu) tarafından zengin olmalı
❖ Su tüketimine dikkat etmeliyiz
❖ Mevsiminde taze sebze ve meyve tüketmeye özen göstermeliyiz.
❖ Antioksidan içeriği yüksek beslenmeli, özellikle zencefil ve zerdeçal gibi baharatlara soframızda yer vermeliyiz.
❖ Özellikle rafine şeker, katkı maddeleri bulunan paketli gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmalıyız.
DİYETHANEM DİYETİSYENİ ALANUR PINAR